23. MÜMİNUN SURESİ 118: İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
Müminlerin nitelikleri;
1. Müminler (inanıp güvenenler), kesinlikle umduklarına kavuşacaklardır.
2. Onlar, namazlarında derin bir saygı içinde olanlardır.
3.Onlar, boş şeylerden kaçınanlardır.
4. Onlar, zekât için faaliyette bulunanlardır1.
5. Onlar, edep yerlerini ve çevresini koruyanlardır (24/30-31, 33/35)2.
6.Sadece (hür) eşleri veya hâkimiyetleri3 altında olan (esir eşleri) hariç4. Onlar, bundan dolayı ayıplanmazlar.
7. Kim bunun ötesine geçme isteğiyle hareket ederse, işte onlar sınırları aşanlardır.
8. Ayrıca müminler, emanetlerine ve sorumluluklarına riayet edenlerdir.
9. Onlar, namazlarını sürekli kılarlar.
10. İşte onlar sahip olacak olanlardır.
11. Onlar Firdevs cennetlerine sahip olacaklar, onlar orada ölümsüz olarak kalacaklardır.
Açıklamalar 1;
(1).Bazıları zekat vermek için çalışır, bazıları da zekatın yerine ulaşması için gayret gösterirler.
(2). Mümin erkeklere söyle, bakışlarında ölçülü olsunlar, edep yerlerini korusunlar. Onlar için nezih olan budur (24/30).
(3). Hakimiyet altında olanlar sadece savaş esirleridir.
(4). Edep yerlerini bir esirin yanında açabilmek için onunla evli olmak şarttır (24/32-33). Bir kadın sadece bir eş ile evlenebileceği için eşi hür ise hür eşinin yanında, esir ise esir eşinin yanında edep yerlerini açabilir. Aynı durum, erkek için de geçerlidir. Erkek de aynı anda biri esir diğeri hür olan iki kadınla evli olamaz. Çünkü esir kadınla evlenmenin olmazsa olmaz şartı, hür kadınla evlenecek güce sahip olmamasıdır. (4/25). Bu sebeple erkek de tıpkı kadın gibi edep yerlerini ya hür ya da esir olan eşinin yanında açabilir. (5). Firdevs kelimesi, her çeşit ürünü içinde bulunduran geniş bahçe anlamındadır..
Cinsel ilişkinin helal olması için cariye ile hür kadının farkı yoktur. İkisi de nikahlı olmaları şartıyla helal olur.
—————————————————————————————————————————-
İnsanın yaradılışı, ölümü ve kıyamet günü mezardan kaldırılışı;
12. Şurası kesin ki insanı çamurdan süzülen bir özden yarattık. 13. Sonra onu, karar-ı mekînde (yumurtaya ulaşma imkanı veren yerde) döllenmiş yumurta haline getirdik. 14. Sonra döllenmiş yumurtayı, rahim duvarına asılı embriyo haline getirdik. O embriyoyu bir çiğnem et haline getirdik. O et parçasını kemikler haline getirdik ve kemiklere et giydirdik. Sonra da onu farklı bir yapıda oluşturup geliştirdik. Yaratanların en güzeli1 olan Allah, ne yüce bir bereket kaynağıdır!” 15. Siz daha sonra kesinlikle öleceksiniz.
(1). Yaratma iki türlüdür. Birincisi, maddesi ve benzeri olmayan bir şeyi yoktan var etmektir. Onu Allah’tan başkası yapamaz (6/101). İkincisi, bir şeyden bir başka şey üretmektir. Bu tür yaratmayı insanlar da yapabilir.
——————————————————————————————————————————–
Hz. Nuh ve halkının tartışmaları;
23. Nuh’u halkına elçi gönderdik. Onlara şöyle dedi: “Ey halkım! Allah’a kulluk edin; sizin ondan başka ilahınız yoktur. Yanlışlardan sakınmayacak mısınız?” 24. Halkının önde gelenlerinden kafirlik edenler dediler ki: “Bu sadece sizin gibi bir beşerdir. Size üstünlük kurmak istiyor. Allah gerek görseydi melekler indirirdi. Önceki atalarımız arasında da böyle bir şey olduğunu duymadık.
25. O, cinlerin etkisine girmiş bir adamdan başkası değildir. Bu yüzden onu bir süre gözlemleyin.” 26. Nuh: “Rabbim! Onların beni yalanlamalarına karşı bana yardım et.” dedi. 27. Biz de ona şunu vahyettik: “Gözetimimiz altında ve vahyimize göre bir gemi inşa et. Emrimiz çıkıp tandır1 kaynadığında her canlı türünden bir çifti ve -hakkında önceden karar çıkan kişi hariç2– aileni gemiye al. Yanlışlar içinde olanlar hakkında bana bir şey söyleme; çünkü onlar boğulacaklar.”
28. Yanındakilerle beraber sen de gemiye yerleştiğinde de ki: “Bizi, yanlışlar içindeki bu topluluktan kurtaran Allah’a hamdolsun.” 29. Bir de şöyle de: “Rabbim! Beni bereketli bir yere indir; izzet ve ikramda bulunanların en iyisi sensin.” 30. Bu olayda, kesinlikle ayetler (dersler) vardır. Biz (kullarımızı) gerçekten yıpratıcı bir imtihandan geçiririz.
Açıklamalar 1;
(1). Geminin tandırının kaynaması, onun buharlı gemi olduğunu ve harekete hazır hale geldiğini gösterir.
(2).Bu, Hz. Nuh’un oğlu sandığı kişidir (11/45-46).
——————————————————————————————————————————
İnanmayan topluluklar def olsunlar!
43. Hiçbir toplum, ecelinin ilerisine geçemez, gerisinde de kalamaz. 44. Sonra elçilerimizi art arda gönderdik. Bir topluma ne zaman bir elçi geldiyse onu yalanladılar. Biz de her birini diğerinin ardından helak ettik ve birer hikâyeye dönüştürdük. Yok olsun inanmayan toplum!
—————————————————————————————————————————–
Din işlerini aralarında parçalayanların durumu;
51. (Elçilere şunu söyledik:) Ey elçiler! Temiz olan şeylerden yiyin ve iyi işler yapın! Ben ne yaptığınızı bilirim. 52. İşte bu (bağlı olduğunuz) ümmetinizdir; tek bir ümmet. Ben de sizin Rabbinizim (Sahibinizim), öyleyse bana yanlış yapmaktan sakının! 53. Fakat onlar, dinleri konusunda kendi aralarında bölünüp fırka fırka oldular. Her hizip kendinde olanla mutludur. 54. Onları, bir süreye kadar daldıkları şey içinde bırak! 55. Onlar ne sanıyorlar: Kendilerine mal ve evlat vermekle, 56. onların iyilikleri için mi koşturuyoruz! Hayır, aslında kavramıyorlar.
——————————————————————————————————————————
İyiliklerde yarışanlar;
57. Ama Rablerinden çekindikleri için korkudan titreyenler, 58. Rablerinin ayetlerine inananlar, 59. Rablerine ortak koşmayanlar1, 60. ve verdikleri her şeyi, Rablerinin huzuruna çıkacakları için kalpleri titreyerek verenler var ya 61. işte hayırlı işlerde yarışan ve o işlerde önde olanlar onlardır.
Açıklamalar;
(1). Allah’a herkes inanır ama insanların çoğu araya başkasını koyar, şirk koşar. Bu sebeple Allah’a ve ayetlerine inandım demek yetmez, araya hiçbir şey koymamak /şirk koşmamak gerekir.
*Şirk, Allah’tan başka ilah olduğunu iddia ederek, Allah’ı ikinci sıraya koymaktır. 7/30.
—————————————————————————————————————————————————-
Allah, kimseye gücünün üstünde yük yüklemez;
62. Biz kimseyi gücünün yetmediğinden sorumlu tutmayız. Yanımızda gerçekleri anlatan bir defter vardır. Kimse haksızlığa uğratılmayacaktır.
—————————————————————————————————————————–
Allah’ın nitelikleri;
78. Sizin için dinleme, görme (basiret) ve gönüller oluşturan odur. Görevlerinizi ne kadar az yerine getiriyorsunuz! 79. Sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltan odur. Hepiniz onun huzurunda toplanacaksınız. 80. Hayat veren de öldüren de odur. Gece ile gündüzü art arda getirmek de onun işidir. Hiç aklınızı kullanmaz mısınız?
——————————————————————————————————————————
Hz. Peygambere hitap;
93. De ki: “Rabbim! Eğer onların tehdit edildiği şeyi bana gösterecek olursan, 94. Ey Rabbim, o zaman beni yanlışlar içindeki o topluluğun arasında bulundurma!” 95. Biz, onları tehdit ettiğimiz cezayı sana göstermemiz hakkında bir ölçü belirlemişizdir. 96. Kötülüğü en güzel biçimde sav! Onların ne yakıştırmalar yaptıklarını iyi biliriz. 97. De ki: “Rabbim! Şeytanların dürtmelerinden sana sığınırım. 98. Rabbim! Bunların çevremde olmalarından da sana sığınırım.”
—————————————————————————————————————————————————-
Ölüm yaklaştığında kafirlerin dilekleri;
99. Onlardan (kafirlerden) birine ölüm geldiğinde: “Rabbim! Beni geri döndürün1! der. 100. (Döndürün ki) Terk ettiğim dünyada iyi işler yapayım.” (Ona) “Hayır, asla!” (denir.) Bu, onun mutlaka söyleyeceği sözdür ama önlerinde yeniden dirilecekleri güne kadar bir engel vardır.
(1). Bu sözler, ruhun melekler tarafından alındığı sırada söylenen sözlerdir.
——————————————————————————————————————————-
Sura üfürüldüğünde kafirlerin yalvarmaları;
101. Sura üflendiği zaman, o gün, aralarında ne bir akrabalık bağı kalır ne de birbirlerini arayıp sorarlar.
102. Kimin iyilikleri tartıda ağır gelirse işte onlar umduklarına kavuşacaklardır. 103. Kimin de iyilikleri tartıda hafif gelirse onlar kendilerini hüsrana uğratmış olacaklar, Cehennem’de ölümsüz olarak kalacaklardır (7/8-9, 21/47, 101/6-11). 104. Yüzlerini ateş yalar, onlar orada dudakları çekilmiş, dişleri ortaya çıkmış halde olurlar.
105. “Size ayetlerim bağlantılarıyla okunmadı mı; ama siz onlar karşısında yalana sarılıyordunuz (23/66, 35/36-37, 39/71, 45/31).!” 106. Derler ki: “Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve yoldan çıkmış bir topluluk olduk[*]. 107. Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Aynısını bir daha yaparsak gerçekten yanlış yapan kimseler oluruz.” 108. Allah der ki: “Yıkılıp kalın olduğunuz yerde! Artık benimle konuşmayın (67/8-11, 26/91-97).
109. Kullarımın içinde: ‘Rabbimiz! İnanıp güvendik. Bizi bağışla, bize ikram et, sen ikram edenlerin en iyisisin’ diyen bir kesim vardı (3/16, 146-147, 193-195). 110. Ama siz onları alaya alıyordunuz. Öyle ki onlar, size benim zikrimi (ayetlerimi) unutturdu. Onlara gülüp duruyordunuz. 111. Ben de sabırlı davranmalarına (duruşlarını bozmamalarına) karşılık bugün onları ödüllendirdim. Başaranlar işte onlar oldu.”
*Sabır, bir şeyi yapma veya yapmama konusunda aklın ve dinin gerektirdiği davranışta bulunmaktır.
—————————————————————————————————————————————————
Allah’ın sorusu: “Yeryüzünde ne kadar kaldınız?”
112. Allah “Yeryüzünde kaç sene kaldınız?” diye soracak. 113. Onlar: “Bir gün ya da günün bir kısmı kadar kaldık; onu sayanlara sor” derler. 114. Allah şöyle diyecektir: “Pek az kaldınız, keşke bunu bilseydiniz!
*İnsanlar kıyameti gördükleri gün, sanki dünyada ancak bir akşam veya kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler. 79/46
—————————————————————————————————————————————————
Allah’ın sorusu: Sizi boşuna mı yaratmıştık;
115. Sizi boşuna yarattığımızı; huzurumuza çıkarılmayacağınızı mı hesap etmiştiniz?” 116. Gerçek hükümdar olan Allah pek yücedir. O’ndan başka ilah yoktur. O, değerli Arş’ın (yönetimin) sahibidir. 117. Kim, elinde bir kanıt olmadan Allah ile birlikte başka bir ilaha yalvarırsa hesabını yalnız Rabbinin huzurunda verecektir1. Şu bir gerçek ki kâfirler, umduklarına kavuşamazlar.
118. De ki: “Rabbim! Bağışla, ikramda bulun; en iyi ikramı yapan sensin.”
(1). Allah’tan başka ilah olduğunu iddia ederek, Allah’ı ikinci sıraya koyanlar (7/30).
—————————————————————————————————————————————————–