80-89: ABESE-FECR SURELERİNDEN TÜRKÇE MEALLER VE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

    80. ABESE SURESİ(Yüzünü ekşitti: 42): İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
     Hz. Peygambere hitap;
     1. Yüzünü ekşittin ve sırtını döndün, 2. O kör1, sana geldi diye. 3. Ne biliyorsun, belki o kendini geliştirecekti, 4. Veya bilgi edinecek, o bilgi onun için faydalı olacaktı! 5. Sana ihtiyaç duymayan adama gelince, 6. sanki ona değil de duvara konuşuyorsun! 7. Onun kendini geliştirmemesinden sana ne! 8. Bir gayretle sana gelen kişi ise. 9.(Allah’a) saygılı biridir. 10. Ama sen onunla ilgilenmedin!2.11. Yok, yok… Bunlar ileride hatırlanacaktır.12. Kim ne yapmışsa onu hatırlayacaktır3.

    Açıklamalar 1;
    (1) Ümmü Mektum, Allah’ın Elçisi’ne (s.a.v.) gelerek “Ey Muhammed, beni yanına al ve bilgilendir.” dedi. Nebinin yanında müşriklerin büyüklerinden biri vardı. Nebi ondan yüz çevirip müşrike yöneliyor ve “Ey falanın babası, sözümde bir sakınca görüyor musun?”  O da “(Putlara akıtılan) kanlar hakkı için hayır, sözünde bir sakınca görmüyorum” diyordu.
     (2) Allah Teâlâ bu gibi davranışları Nebimize yasaklamış ve şöyle demiştir: “Bir şey sorana ilgisiz kalma.” (93/10)  “Sabah akşam dua edip Rablerinden ilgi bekleyenleri yanından kovma! Onların hesabı senden sorulmaz. Senin hesabın da onlardan sorulmaz. Onları uzaklaştırırsan yanlış yapanlardan olursun.” (6)52)
     (3) Ahirette herkes, yaptığı her şeyi görecektir. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Kim zerre kadar iyilik yapmış olsa onu görür. Kim zerre kadar kötülük yapmış olsa onu da görür.” 99/7-8
     ——————————————————————————————————————————————–

    İnsanın nankörlüğü;
   17. Kahrolası insan, ne kadar da nankördür! 18. Allah onu hangi şeyden yarattı? 19. Döllenmiş yumurtadan. Onu yarattı, arkasından da ölçüsünü belirledi1. 20. Sonra yolunu2 kolaylaştırdı. 21. En sonunda onu öldürecek ve mezara koyacaktır.
   Açıklamalar 1;
    (1) Kader, ölçü demektir. Kaderini belirlemek, ölçüsünü belirlemektir. Her insanın ölçüler ve cinsiyeti  ana rahminde belirlenir (53/45-46).

    (2) “Çalışmalarınız farklı farklıdır. Kim cömert olur ve Allah’tan çekinir, bir de en güzel sözü (Allah’ın âyetlerini) kabul ederse, onu en kolaya, kolayca ulaştırırız. Kim de cimrilik eder ve Allah’tan çekinme ihtiyacı duymaz, en güzel söz (olan âyetler) karşısında da yalana sarılırsa, onu da en zora, kolayca ulaştırırız.” (92/4-10)
————————————————————————————————————————————————-
    O gün de, insanların durumu;                                                                    
    33. Kulakları sağır eden o çığlık koptuğu gün; 34. Bazı kimselerin kardeşinden kaçacağı gündür1, 35. Anasından, babasından, 36. eşinden ve çocuklarından da! 37. O gün o kişilerden her birinin işi başından aşacaktır. 38. Kimi yüzler de ışık saçacak. 39. Neşe içinde, sevincini paylaşmak isteyecektir. 40. Kimi yüzler ise toz toprak içinde kalacak.  41. Üzerlerine perişanlık çökecektir. 42. İşte onlar ayetleri görmezlikte direnip, günaha batmış kimselerdir.

    Açıklamalar 1;
    (1) O gün, Allah’tan çekinmiş olanlar dışında bütün dostlar birbirine düşman kesilirler (43/67).
       ——————————————————————————————————————————————————————–                         81.TEKVİR SURESİ (Büküp dürme/29): İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla,
    İnsan, yanında ne getirdiğini O gün öğrenecektir;
    1. Güneşin çevresi (sarık gibi) sarılmış, 2. yıldızlar kararmış, 3. dağlar yürütülmüş, 4. Birlikte yaşama şartları ortadan kaldırılmış1, 5. yabani hayvanlar (tekrar diriltilip) bir araya getirilmiş2. 6. Denizler doldurulmuş3. 7. ruhlarla bedenler4 birleştirilmiş, 8. Diri diri gömülen kıza da sorulmuş: 9. hangi suçtan dolayı öldürüldün diye; 10. Defterler dağıtılmış, 11. Gök sıyrılıp açılmış, 12. Cehennem körüklenmiş, 13. Cennet yaklaştırılmış olunca5, 14. her canlı, yanında ne getirdiğini öğrenecektir.

    Açıklamalar 1;
    (1) Kıyamet günü “Kimse, üzerine titrediği bir yakınını bile sormaz. Bunlar onlara gösterilir. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için fidye olarak oğullarını vermek ister. Karısını, kardeşini; kendini barındırmış sülalesini de vermek ister. Hatta yeryüzünde kim varsa hepsini verip kendini kurtarmak ister.” (70/10-14) birlikte yaşamanın bütün şartları ortadan kalkmış olur

    (2) Sadece yabani hayvanlar değil bütün hayvanlar tekrar yaratılacak ve bir araya getirilecektir. Allah Teâlâ şöyle  buyurur: “Yerde kıpırdayan bütün hayvanlar ve iki kanadıyla uçan kuşlar sizin gibi topluluklardır. Bu Kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık, Sonra onlar Rablerinin huzurunda toplanacaklardır.” (6/38).
    (3) Yürütülen dağlar, denizleri doldurunca karalar genişler. “Yer uzatılınca” (84/3). “Sana dağları soruyorlar. De ki “Rabbim, onları un ufak edip savuracak! Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacak. Orada ne bir çukur, ne de tümsek göreceksin.” (20/105).
    (4) Ruh ve beden, her insanda bulunan iki nefistir. Ruh, bedeni ev gibi kullanır; beden uykuya dalınca çekip gider, uyanınca gelir. Ölen beden yıkılan ev gibidir; yeniden dirilinceye kadar ruh oraya dönmez (39/42). Ruhun bedenle birleşmesi, bedenin yapısının tamamlanmasından sonradır.   “Cinlerin ve insanların çoğunu sanki Cehennem odunu olsunlar diye yetiştirdik. Onların kalpleri vardır ama (gerçeği) kavramazlar; gözleri vardır ama ilerisini görmezler; kulakları da vardır ama (söz) dinlemezler. Onlar en’âm gibidirler. Aslında daha düşük seviyededirler. Onlar tam bir gaflet içindedirler.” Bu yüzden Ahirette yeniden dirilen, kendini uykudan uyanmış sanır. “Sura üflenmiştir. İşte o zaman kabirlerinden Rablerine doğru koşup giderler. ‘Yazık oldu bize! Bizi uyuduğumuz yerden kim kaldırdı?’ derler.” (36/51-52)

    (5) “Göğü, kitap için kâğıt dürer gibi düreceğimiz gün, onu, ilkin yaratmaya başladığımız hale çevireceğiz. Bu bizim vaadimizdir; yerine getireceğiz.” (21/104) Göklerin dürülünce, yedinci kat göğün üstünde, Sidret’ül-münteha’nın yanında bulunan Cennet (53/14-15), Dünya’dan görülecek hale gelmiş, hatta daha da yaklaştırılmış olur.
     ———————————————————————————————————————————————–
     Kur’an, güvenilir elçinin ilettiği sözdür;
    19. Kur’ân değerli bir elçinin ilettiği sözdür1, 20. Arşın (yönetimin) sahibi yanında güçlü ve itibarlı olan, 21. orada saygı gören, güvenilir elçinin (Cebrail’in) ilettiği sözdür. 22. Sizin arkadaşınız (Muhammed) cinlerin etkisinde değildir.   23. Cebrail’i, o açık ufukta (Hira dağında) görmüştür2. 24. Muhammed, kendindeki gayb bilgisini kimseden saklamaz. 25. Bu Kur’ân, taşlanan şeytanın sözü değildir. 26. Öyleyse nereye gidiyorsunuz?

    Açıklamalar 1;
    (1) Âyetlerimizi onlara, hem çevrelerinde hem de kendi içlerinde öyle göstereceğiz ki sonunda onun (Kur’ân’ın) gerçek olduğu, onlar açısından da iyice ortaya çıkacaktır. (41/53)

Elçinin sözü, onu gönderenin sözüdür. Bahsi geçen şeyler (gök cisimleri, gece-gündüz vb…) üzerinde düşünenler, bu kitabın Allah’ın kitabı olduğunu anlarlar. Âyetleri Nebi’ye getiren Cebrail’dir. “Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, Kur’ân şerefli bir elçinin (Cebrail’in) sözüdür. O, bir şairin sözü değildir; ne az inanıyorsunuz! O bir kâhinin sözü de değildir; ne kadar az düşünüyorsunuz! Kur’an, âlemlerin Rabbinden indirilmedir. Eğer o (Muhammed), bize karşı, bazı sözler uydursaydı, onu kuvvetle yakalardık, sonra onun şah damarını koparırdık. Hiçbiriniz de onu koruyamazdınız.”  (69/38-47)
    (2) (Muhammed) O sözleri kendi arzusuna göre söylemiyor. O söz, kendine gelen vahiyden başkası değildir. Bunu ona, çok güçlü olan (Cebrail) öğretti.  Sağlam yapılı olan (Cebrail) ona, kendi yapısıyla göründü.  Muhammed, (Kâbe’ye göre) en yüksek ufukta (Hira Dağında) idi. Sonra (Cebrail) yaklaştı ve aşağıya süzüldü. (Muhammed ile) İki yayın yarısı gibi oldular; hatta birbirlerine daha da sokuldular. (Cebrail, Allah’ın)  kendine vahyettiğini, (Allah’ın) kuluna (Muhammed’e) vahyetti. (Muhammed’in) Gördüğünü gönlü yalanlamadı. Onun gördüklerine yine de kuşkuyla mı bakacaksınız? (53/3-12)
     ———————————————————————————————————————————————–
    Kur’an, herkes için doğru bilgidir;
    27. Kur’ân, herkes için akılda tutulması gereken doğru bilgidir. 28. İçinizden doğru olmanın gereğini yapanlar için. 29. Varlıkların Rabbi (Sahibi) olan Allah gerekli desteği vermezse1 yapabileceğiniz bir şey yoktur.

(1) Bir şeyin olması için Allah’ın ‘Ol!’ emrini vermesi gerekir (36/82). Allah’ın böyle bir emri olmadan hiçbir şey yapamayız.
     ———————————————————————————————————————————————–
     82. İNFİTAR SURESİ (Yarılma, açılma/19): İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
     İnsan önden ne gönderdiğini, kıyamet günü öğrenecek;
     1.Gök yarılmış1, 2. Gezegenler dağılmış, 3. Denizler taşırılmış, 4. Mezardakiler de çıkarılmış olunca, 5. herkes önden ne gönderdiğini ve geride neler bıraktığını öğrenecektir2.

     Açıklamalar 1;
     (1) Göğün erimiş maden gibi olduğu gün…(70/8). Gök yarılıp kızarmış yağ renginde gül gibi olduğu zaman. (55/37).
     (2). “… önden gönderdiklerini ve eserlerini yazarız. Zâten her şeyi açık bir kitapta toplamışızdır. (36/12)

       —————————————————————————————————————————————-

    “Siz hesap verme işini yalan sayıyorsunuz.”
   6. Ey insan! Sen neyine güveniyorsun da cömert olan Rabbine (Sahibine) karşı geliyorsun? 7. Seni yaratan, (diğer insanlarla) eşitleyen ve dengeni kuran1 O’dur. 8. Seni belirlediği yapıda oluşturan da O’dur. 9. Yok, yok… Siz hesap verme işini (hak ettiğiniz karşılığı alacağınızı) yalan sayıyorsunuz! 10. Şurası kesin ki üzerinizde sizi çevrenizde (sizinle ilgili bilgileri) özenle saklayanlar2. 11. değerli yazıcılar vardır. 12. Onlar yaptığınız her şeyi bilirler3.

Açıklamalar 1;
    (1) Seni diğer insanlarla aynı organlara sahip kılan. Sana ruh üfleyerek diğer insanlarla denk hale getiren.
    (2) “Kişinin önünden ve arkasından takipçileri vardır; Allah’ın emriyle onu korurlar.” (13/11).
    (3) Melekler; onların sadece yaptıklarını ve söylediklerini bilirler. İçlerinden geçeni bilmezler. Çünkü gaybı onlar da bilmezler. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Her ne söz söylese yanında hazır bir gözcü mutlaka olur” (50/18).
     —————————————————————————————————————————————— 
    İyiler, nimetlere kavuşacaklardır;                     
    13. İyiler, elbette nimetlere kavuşacaklardır. 14. Taşkınlık edenler ise alevli ateşte olacaklar, 15. hesap verme günü oraya girip kalacaklar,

     —————————————————————————————————————————————
    Kimsenin kimse için bir şey yapamayacağı gün;
    17. Hesap verme günü nedir, sen ne bileceksin? 18. Gerçekten, sen ne bileceksin hesap verme gününün ne olduğunu? (Öyleyse dinle!). 19. O gün, kimsenin kimse için bir şey yapamayacağı gündür. O gün bütün yetki Allah’ındır.    

    Açıklamalar 2;
    Hesap günü (İnfitar 82/17): Hesap verme günü, dünyada yapılanların karşılıklarının verileceği gündür. Hem kullar arasında hem de Allah ile kullar arasında ödeşme günü. Kimsenin kimse adına bir şey ödeyemeyeceği gün. Hesap günü; Allah’a itaatkâr olanlar ile günahkâr olanların, yaptıklarının karşılığını görecekleri yani zerre miktarı iyilik yapanlara mükâfatlarının ve zerre miktarı kötülük yapanlara da cezalarının verileceği, cennetliklerle cehennemliklerin birbirinden ayrılacağı “Ayrılın bir tarafa bugün ey günahkarlar” 36/59 şeklinde bir emrin verileceği günüdür. Hesap verme gününde şefaat olmayacaktır:

    “Öyle bir günden çekinin ki o gün kimse kimsenin yerine ceza çekmez, kimseden şefaat kabul edilmez, kimseden fidye alınmaz ve kimseye yardım edilmez” 2/48, 123, 254 . O günün tek Sahibi Allah’tır. O günde sahiplik, otorite ve buyruk yalnız ve yalnız yüce Allah’a aittir.  “(İbrahim a.s.), ceza günü hatamı bağışlayacağını umduğum da O’dur” (42/82).
    Din gününe inanmak, günahlardan korunup Allah’ın rahmetine sığınmakla mümkün olacağı inancıyla yaşamaya çalışmakla olur.
    Allah kullarını, Rahman ve Rahîm isimleriyle ümitlendiriyor, “malik-i yevmi’d-dîn” ile de korkutuyor ve bununla cennete gitme ümidi ile cehenneme düşme korkusu arasında işlerin ve niyetlerin düzeltilmesi hatırlatılmış oluyor.
    Allah, kullarına özgür irade vermiş, doğru yolu göstermiş, iradelerini kullanmalarını istemiş, çalışmalarından sorumlu tutulacaklarını, ağır bir imtihandan geçirileceklerini, çalışmaların karşılığının din günü kendilerine verileceğini bildirmiştir.
    Eğer insanlar yaptıklarından sorumlu olmasaydı, iyilik ve kötülüğün farkı bilinmez, insan yaşayışı tamamen maksatsız ve gayesiz hale gelir, her iş de neticesiz kalırdı. İyilik ve kötülük aynı şey olurdu, günahın ve sevabın anlamı kalmazdı.
    Çalışmalar karşılığında mükafat veya ceza verilmesi en büyük adalettir. Çünkü insan böylece, önceden bildiği esaslara uyup uymamanın neye mal olduğunu bilmekte ve kendi iradesiyle seçimini yapmaktadır.
Kur’an’a göre dünya, kulluk ve imtihan yeridir. Sınav esnasında oyuna dalan, eğlenen kimsenin imtihanda başarı şansı   olabilir mi? Din gününün mahiyeti iyi öğrenilmeli, hafızalara iyice kazınmalı, ümit ve korku dengesi hayatımıza yön vermelidir. Zira ahret inancı olan insan kesinlikle suç işlemez.
    İslâm’da dünya ahretin tarlasıdır. Dünya hayatını ıslah etmek, ondan her türlü kötülüğü ve bozgunculuğu kaldırmak, iyilik ve adaleti gerçekleştirmek gibi işlerde çalışmak ahretin sermayesidir. Ne mutlu, din günü bilincine sahip, ölüm ötesi hesaba hazır ve ölümle dostluk kurabilen canlı şehitlere!  İlgili ayetler;
   
 “Müminler! Size rızık olarak ne vermişsek ondan harcayın. Bunu öyle bir gün gelmeden yapın ki o gün alış veriş, dostluk ve şefaat olmayacaktır 2/264” O gün tartı kurulacağı gerçektir. İyilikleri ağır basanlar, umduklarına kavuşacak olanlardır. .İyilikleri hafif gelenler ise ayetlerimiz karşısında yanlış davranmaları sebebiyle zararı kendi vücutlarına vermiş olurlar. 7/8-9
“Bugün yetki kimindir?” diye sorulur. “Bir ve karşı konulamaz güce sahip olan Allah’ındır.” diye cevap verilir. O gün herkese, kazandığının karşılığı verilir. O gün haksızlık olmaz. Allah, hesabı çabuk görür. (40/16-17)
    “Sağda solda iki kayıt görevlisi kayıt tutarlar. Kişinin ağzından çıkan sözü bir gözcü mutlaka kayda geçirir.” (50/17-18)

   Kim zerre kadar iyilik yapmış olsa onu görür. Kim zerre kadar kötülük yapmış olsa onu da görür. 99/7-8
       ——————————————————————————————————————————————-

    83. MUTAFFİFİN SURESİ lçü ve tartıda hile yapanlar/36): İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
     O günde, ölçü ve tartıda yanlış yapanların durumu;
    1. Ölçüde ve tartıda küçük eksiltmeler yapanların çekeceği var! 2. İnsanlardan alırken ölçünün tam olmasını isterler. 3. Ama kendileri ölçüp tartarken onları zarara sokarlar. 4. Bunlar yeniden diriltileceklerini hesaba katmazlar mı? 5. O büyük günde, 6. insanların, varlıkların Rabbi (Sahibi) için ayağa kalkacağı günde (halleri ne olur?)

———————————————————————————————————————————————-
    O günde, taşkınlık edenlerin durumu;
    7. Sakın ha! Taşkınlık edenlerin kaydı Siccîn’de tutulur. 8. Siccîn’in ne olduğunu nereden bileceksin? 9. O, yazılı bir defterdir. 10. Yalana batanların o gün çekecekleri var! 11. Onlar hesap verme günü konusunda yalan söyleyenlerdir. 12. O yalanı, saldırgan ve günaha düşkün olandan başkası söylemez. 17. Sonra onlara “İşte sizin yalan söyleyip durduğunuz konu budur!” denecektir.

———————————————————————————————————————————————-
    O günde iyilerin durumu;
    22. İyiler, nimetler içinde olacak, 23. tahtlarına kurulacak, etrafa bakacaklardır. 24. Nimetin verdiği mutluluğu yüzlerinden anlayacaksın.

       ———————————————————————————————————————————————————————-
    84. İNŞİKAK SURESİ (İkiye ayrılma, yarılma: 25); İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
    İnsan, Rabbinin huzuruna çıkacağını düşünmeli;
    6. Ey insan! Sen Rabbin’e (Sahibine) giden yolda uğraşıp duruyorsun, sonunda O’nunla yüzleşeceksin. 7.Kimin defteri sağından verilirse, 8. onun hesabı kolayca kapatılır, 9. eşi dostu arasına sevinç içinde döner. 10. Kimin defteri de arka tarafından verilirse, 11. o da yok olmak için yalvarır. 12. Bunu alevli bir ateşten ayrılamayınca yapacaktır.

13. Dünyada iken eşi dostu arasında keyif sürerdi, 14. Rabbinin huzuruna asla çıkarılmayacağını düşünürdü. 15. Ama düşünmeliydi! Çünkü Rabbi onu hep görüyordu.
     ———————————————————————————————————————————————
    Müminlere ödül;
20. Bunlar nelerine güveniyor da inanmıyorlar? 21. Kur’ân okununca boyun eğmiyorlar1? 22. Bu kâfirle2 aslında yalan söylüyorlar. 23. Allah onların ezberlerini iyi bilir. 24. Öyleyse onlara acıklı bir azabı müjdele! 25. İnanıp güvenen ve iyi işler yapanlar başka! Onlara, eksiltilmeyecek bir ödül vardır.
     Açıklamalar 1;
    (1) Secde sözlükte, eğilme ve kendini aşağı görmedir. Boyun eğme, her iki anlamı da karşılamaktadır.
    (2) Kâfir, Allah’ı var saymayan değil, onu ikinci sıraya koyarak görmezlikten gelendir. Böyle bir kişi, başkasını Allah’ın önüne geçirdiği için kâfir, Allah’ı ikinci sıraya koyduğu için de müşrik olur. Her müşrik kafir, her kafir müşriktir.
     ——————————————————————————————————————————————-
    85.BÜRUC SURESİ (Açık, seçik şey: 22); İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
    1.Burçları1 olan gök, 2. Söz verilen gün, 3. şahit olan ve şahit olunan kişiler2 hakkı için!3. 4. O çukurların sahipleri kahrolup gittiler. 5. Yakıt dolu ateş çukurlarının sahipleri!
     6. Onlar, ateşin çevresinde oturur, 7. müminlere yaptıklarını seyrederlerdi. 8. Verdikleri cezanın tek sebebi, müminlerin daima üstün olan, her şeyi güzel yapan Allah’a inanıp güveniyor4 olmalarıydı. 9. Göklerin ve yerin hâkimine güvenmeleri. Halbuki Allah, her şeye şahittir.
    10. Mümin erkeklerle mümin kadınları yakan5 sonra da tevbe6 etmeyen herkesin hak ettiği, Cehennem azabı, orada yanma azabıdır. 11. Allah’a güvenen ve iyi işler yapanların hak ettiği ise içinden ırmaklar akan cennetlerdir. İşte büyük başarı budur 12. Rabbinin (Sahibinin) yakalaması, kıskıvrak yakalama olur. 13. İlkin var eden ve yeniden var edecek olan O’dur. 14. Bağışlaması çok, sevgisi çok olan da O’dur. 15. Yönetim (Arş) O’nun elindedir, pek yücedir.  16. İrade7 ettiği her şeyi yapacak güçtedir.
    Açıklamalar 1;
     (1)Burç,
Arapçada köşk ve kale demektir. Burçlar, gökte gözüken yıldız kümelerdir. İnsanlar burç kelimesini, takım yıldızlarından on ikisi için kullanırlar: Koç, Boğa, İkizler, Yengeç, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova ve Balık burcu diye adlandırılmışlardır. Ayet “(Birinci kat) Gökte burçlar oluşturduk. Seyredenler için onları süsledik.” (15/16)

    (2) Ergenlik çağına ermiş her insan, kendini ve çevresini gözlemlemesi sonucu Allah’ın varlığını, birliğini ve kendinin rabbi yani sahibi olduğunu kesin olarak kavrar. Bazıları bu şahitliğin gereğini ölene kadar yapar ve başkasına kul olmaz.
Âdemoğlunun belinden neslinin alınması (7/172), nesle sebep olan tohumun alınmasıdır. O da buluğla başlar.
    (3) İlk üç âyette Allah yemin etmektedir. Allah’ın bir şeye yemin etmesi, sonra gelen o şeye vurgu yapmak ve onun önemine  dikkat çekmek içindir.
    (4) Allah’a inanmak, O’na güvenmekle olur. İnandığını söyleyen herkes O’na gereği gibi güvenmez. Dolayısıyla Allah’a güvenenler, bu gibilerin hesaplarını bozar ve onları fena halde sinirlendirirler.
    (5) Fitne, altını ve gümüşü ateşte eriterek saflaştırma işlemidir. Bunlar da Müslümanları ateşe atarak imanlarının saflığını görmüşlerdir.
    (6) Tevbe, dönüş yapmak demektir. Tevbe kapısı, Müslümanlara bu zulmü yapanlara dahi açıktır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Ey kendilerini aşırı derecede kötü duruma sokmuş kullarım, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. O, çok bağışlar, ikramda bulunur.” (39/53)

    (7) İrâde, istemek ve dilemektir. Allah kullarının, imtihanı başarmalarını irade eder ama herkes başaramaz. Bir âyet şöyledir: “Allah size, her şeyi açık açık göstermeyi; sizi, sizden öncekilerin doğru yollarına yönlendirmeyi ve tevbenizi kabul etmeyi irade eder. Allah bilir, doğru kararlar verir.” (4/26) “ol” emrini vermeden onun iradesi gerçekleşmez. “Bir şeyi irade ederse onun yaptığı sadece ‘Ol’ demektir;  o şey hemen oluşur.” (36/82) İmtihanla ilgili konularda “ol” emrini, sadece gereğini yapanlar için verir.
       ——————————————————————————————————————————————–
     Bütün kafirler yalana batmıştır;
    17. O orduların haberi sana ulaştı, değil mi? 18. Firavun ve Semud ordularının… 19. Aslında (sadece onlar değil) bütün kafirler yalana batmıştır1. 20. Oysa çepeçevre Allah’ın kuşatması altındadırlar. 21. Onların yalanladığı yüce Kur’an’dır2. 22. O, muhafaza edilmiş bir levhada (levh-i mahfuz’da)dır.

    Açıklamalar 1;
    (1) Salih(a.s) elçi olarak gönderildiği Semud kavmi,  bağ ve bahçeleri, pınarları, ekinlik ve hurmalıkları olan bir yerde yaşıyorlardı.(26/147-148). Kayaları yontarak yaptıkları evler ve düzlüklere kurdukları sarayları vardı. Salih (a.s)’nin getirdiği âyetler ve gösterdiği deve mucizesi, onları iknaya yetiyordu ama ona inanmak menfaatlerine ters düştüğü için inanmıyorlardı.
Firavun ve hanedanı da aynıydı. Musa (a.s)’ın Allah’ın elçisi olduğunu kesin olarak anlamışlardı ama menfaatlerine ters düştüğü için onu, bir türlü kabul edemiyorlardı. Firavunla ilgili âyetler şöyledir: “Her şeyi açıkça gösteren âyetlerimiz onlara gelince: “Bunlar açık büyüdür” dediler. İçlerinde en küçük şüphe olmadığı halde yanlış yapmalarından ve büyüklenmelerinden dolayı onları, bile bile inkâr ettiler. Bak bakalım, o bozguncuların sonu ne oldu.” (27/13-14)
(2)
Adem (a.s)’dan beri indirilen kitaplar aynı özellikte olduğu için hep aynı kitap yalanlanmıştır.

     ———————————————————————————————————————————————
    86.TARIK SURESİ (Tarık yıldızı: 17): İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
     Allah’ın yemin ettiği ayetler;
    1. Gökler ve Târık1 önemlidir2! 2. Târık nedir, nereden bileceksin! 3. O, (karanlığı) delip geçen yıldızdır3. 4.                       Üzerinde koruyucusu4 olmayan tek canlı5 yoktur;
    Açıklamalar 1;
     (1)
Târık, yolda yürüyen demektir.. (2) Allah, göğe ve Târık’a yemin etmektedir.  .
(3)
Kuzey yarım kürede her gece doğan ve güçlü ışığı olan tek yıldız Kutup Yıldızıdır. Ekvatora sıfır, kutup noktasına 90 derecelik açı yapar. Bu ikisi arasındaki her yere yaptığı açı, oranın enlemi kadardır. Konum ve yön belirlemede en önemli göstergedir. Birtakım işaretlerle ve o yıldızla da (Kutup Yıldızı ile) yollarınızı bulursunuz.” (16/16). “Allah yıldızları sizin için oluşturdu ki, karanın ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız.

    (4) Yıldızın ışığı, canlıları delip geçmez. Bu gibi tehlikelere karşı onları koruyan, tabii zırhları vardır.
    (5) Canlı diye meal verdiğimiz kelime nefis’tir. İnsanda iki, diğer canlılarda tek nefis vardır. İnsanı diğer canlılardan ayıran ikinci nefis, ana rahminde vücut yapısının tamamlanmasından sonra üflenen ruhtur. Bedene ruhun üflenmesi, bilgisayara işletim sisteminin yüklemesi gibidir. Ruh, kulak ve gözler aracılığı ile elde edilen bilgileri işler, saklar ve nasıl kullanacağına karar verir. Evrensel doğrulara yani Allah’ın dinine uygun kullanırsa vücudun tepkisi olumlu olur ve mutluluk duyar. Ama kendi menfaatleri doğrultusunda kullanırsa can sıkıntısı ve korku ortaya çıkar. Vücut uyur veya ölürse ruh vücuttan ayrılır, uyanınca veya yeniden yaratılınca geri döner. Yeniden dirilenle uykudan uyanan aynı şeyi hisseder. Bu yüzden yeniden dirilen insanlar: “Uyuduğumuz yerden bizi kim kaldırdı?’ derler.” (36/51-52) İnsan ile diğer canlıları ayıran ana unsur, taşıdığı ruhtur.
    ——————————————————————————————————————————————–

    Kur’an, şaka değil tartışmayı bitiren sözdür;
    8. Elbette Allah onu, ilk haline (döllenmiş yumurta haline) dönüştürmenin ölçüsünü de koyar1. 9. Dönüşüm, sırların ortaya döküleceği günde (kıyamet gününde) olur. 10. O gün kişinin ne bir gücü ne de destekçisi kalır! 11. İlk haline dönme özelliğine sahip gök önemlidir. 12. Çatlama özelliğine sahip2 yer de önemlidir. 13. (En önemlisi de) bunun (Kur’ân’ın), tartışmayı bitiren söz olmasıdır. 14. O bir şaka değildir. 15. Onlar bir oyun kuruyorlar. 16. Ben de oyun kuruyorum. 17. Öyleyse bırak o kâfirleri (âyetleri görmezlikte direnenleri), istediklerini yapsınlar. Onlara biraz süre tanı!

    Açıklamalar 1;
     (1) Yeniden yaratılışta toprak, ana rahmi görevi görecektir. Allah Teâlâ buyuruyor: “Yaratmayı başlatan, sonra da tekrarlayan O’dur.” (30/27) “İnsan kemiklerinin bileşimini tekrar gerçekleştiremeyeceğimizi mi sanıyor? Evet (Biz bunu yaparız), parmak uçlarını bile eski haline getirmenin ölçüsünü koyan Biziz. Ama, günahkar kişi, ilerisi ile ilişiğini kesmek ister.” (75/3-5)

     (2) Topraktaki bu özellik, bitkinin bitmesine imkân verdiği gibi ölüp toprağa karışan insanın, oradan bir bitki gibi yeniden yaratılmasına da imkan verir. Bir ayet şöyledir: “Allah ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkarır. Ölümünden sonra yeri canlandırır. Siz de yerden o şekilde çıkarılacaksınız.” (30/19)
       —————————————————————————————————————————————–
      87. ALA SURESİ (Yüce, büyük, kutlu/19): İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
     Allah’ın nitelikleri;
1.
Her şeyinle, Rabbinin (Sahibinin) yüce adına yönel1. 2. Yaratan ve dengeyi kuran O’dur. 3. Ölçüyü koyan ve yolu gösteren O’dur. 4. Otlağı yeşerten, 5. sonra kapkara çöpe çeviren de odur.

    Açıklamalar 1;
    (1) Tesbih: Allah’a kulluk konusunda hızlı hareket etmek, Allah’ı tenzih ve ona uygun olmayan şeyleri ondan uzak bilmek demektir. Bunları, bütün dikkatiyle Allah’a yönelen kişiler yapabilir.
       ——————————————————————————————————————————————
     Hz. Peygambere hitap;
    6. Kur’an’ı içine yerleştireceğiz, unutmayacaksın; 7. Allah unutturursa1 başka! O açıkta olanı da bilir, gizli olanı da! 8. Seni en kolay (çözümlere) kolayca ulaştıracağız!
    Açıklamalar 1;
    (1)Allah’ın bir şeyi var etmesi, gerekeni yapması ile olur.

    ——————————————————————————————————————————————–
     Kur’an’ı, ona saygısı olana anlat;
    9.Bu zikri (Kur’an’ı) anlatmanın faydası olacaksa anlat! 10. Saygısı olan, o bilgiden yararlanacak, 11. Hayırsız olan ise ondan kaçacaktır. 12. O kişi, en büyük ateşten kurtulamayacak olandır. 13. Artık orada o, ne ölecek ne de rahat bir hayat sürecektir.

——————————————————————————————————————————————–
     Kendini geliştiren umduğuna kavuşacaktır;
    14.Kendini geliştiren ise umduğuna kavuşacaktır. 15. O, Sahibinin adını aklından çıkarmayan ve O’nun yolundan ayrılmayan kişidir.16. Hayır, siz yaşadığınız şu hayatı tercih ediyorsunuz. 17. Oysa ilerideki hayat daha hayırlı ve süreklidir!
      ———————————————————————————————————————————————-
    88.ĞAŞİYE SURESİ
(Kaplayıp bürüyen, örten/26): İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;

     İnsan, Allah’ın ayetlerini düşünüp ibret almalı;
    17. (İnsanlar) bulutlara bakmazlar mı, nasıl yaratılmış? 18. Göğe bakmazlar mı, nasıl yükseltilmiş? 19. Dağlar nasıl yerleştirilmiş, 20. Yer nasıl döşenmiş? (Düşünüp de ibret almazlar mı?)
     ——————————————————————————————————————————————

     Hz. Peygambere hitap: Senin görevin sadece doğru bilgi vermektir;
    21. Sen doğru bilgi ver (Kur’an’ı tebliğ et)! Senin görevin sadece doğru bilgi vermektir. 22. Onları hizaya getirecek biri değilsin! 23. Ama kim görmezlikte direnerek yüz çevirirse, 24. Allah onu en büyük azaba çarptıracaktır. 25. Hepsi Allah’ın huzuruna çıkacak. 26. Sonra hepsi hesaba çekilecektir.
      ——————————————————————————————————————————————

     89. FECR SURESİ (Şafak vakti/30):  İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
Müminler için değerli olanlar;
     1. Fecir1 vaktinin, 2. On gecenin2, 3. onların çiftli ve tekli olanlarının, 4. yaşanırken o gecenin (Kadir Gecesinin)3 hakkı için. 5. Bunlarda, kendine hâkim olanın4 çok önem vermesi gereken şeyler vardır değil mi! 14. Çünkü Rabbin (Sahibin) sürekli gözetleme halindedir.

    Açıklamalar 1;
    (1)Gece üç bölümdür, ikisi akşamın ve sabahın alacakaranlığı, üçüncüsü de bu ikisinin ortasıdır. Doğu ufkunda sabahın alacakaranlığı başladığı an fecir vakti başlar. Fecir iki bölümdür, birincisi seher ve sahur vaktidir. Doğu ufkunda bir daire gibi yükselmeye başlayan ışık, sabah namazı vaktinin girdiği izlenimini verdiği için yalancı fecir = fecr-i kâzib diye adlandırılır. Altta siyah, üstte beyaz ışık çizgileri, ufuk boyunca paralel bir şekilde uzamaya başladığı an sabah namazı ve oruca başlama vakti girer. Güneş doğunca gece biter.

    (2) Kadr/Kur’an âyetleri birbirini açıkladığı için Ramazan’ın son on günü olması gerekir. Çünkü (2/187). âyette Ramazan’da mescidde itikaftan söz edilmiş, Nebîmiz de kendine katılan müslümanlarla birlikte Ramazan’ın son on gününü  itikâfla geçirmiştir. Kur’an’da Zilhicce’nin ilk on günü veya Muharrem’in ilk on günü ile ilgili bir işaret yoktur.
    (3) Allah Teâlâ, Kadr/5.ayette şöyle buyurmuştur: “O gece, tanyeri ağarıncaya kadar güvenlik ve esenlik gecesidir”.  (44/1-6) Kadir Gecesinin Ramazan’da olduğunu şu âyetten öğreniyoruz: “Ramazan ayı, nsanlara rehber olan ve rehberin açıklayıcı âyetlerinden oluşan Kur’ân’ın, o Furkan’ın indirildiği aydır” (2/185) Bu surenin 2.âyeti de Kadir gecesinin Ramazan’ın son 10 gününde olduğunun delilidir.
    (4) Kendini gereksiz şeylerden engelleyen herkes, kendine hakim olur ve yanlış yapmaz.   
     ——————————————————————————————————————————————–

    Allah’ın, imtihan gereği kullarına rızık vermesi;   
    15. İnsana gelince! Rabbi /Sahibi onu yıpratıcı bir imtihana soktuğunda ikram eder ve nimet verirse: “Rabbim ikramı bana yaptı!” der. 16. Onu yıpratıcı bir imtihana sokar, bu defa da rızkını daraltırsa: “Rabbim beni rezil etti!” der. 17. Hayır! Aslında siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz. 18. Çaresiz birini doyurmak için birbirinizi teşvik bile etmiyorsunuz. 19. Helal-haram demeden mirası yiyorsunuz. 20. Mal biriktirmeyi de pek seviyorsunuz.

     ———————————————————————————————————————————————–
    O gün Rabbinin vereceği azabı kimse veremez;
    21. Hayır! Yeryüzü un ufak edilip dümdüz olunca, 22.melekler de sıra sıra dizili iken Rabbin gelmiş olacaktır. 23. O gün Cehennem de getirilmiş olur. O gün insan doğru bilgileri hatırlar ama o doğru bilgilerin ona ne faydası olur ki! 24. Şöyle der: “Ah! Keşke şimdiki hayatım için önceden bir şeyler yapsaydım!” 25. O gün Rabbinin ona verdiği azabı kimse veremez. 26. Onun vuracağı bağı da kimse vuramaz.

     ——————————————————————————————————————————————-
     Kalpler ancak Allah’ın zikri (Kur’ân) ile rahatlar;
    27. Ey içi rahat olan kişi!1 28. Sen de Rabbine /Sahibine dön! Sen razı, Rabbin razı! 29. Kullarımın içine gir!2, 30. Cennetime gir!

    Açıklamalar 1;
    (1) Kalpler ancak Allah’ın zikri (Kur’ân) ile rahatlar.” (13/28)

    (2) Kim Allah’a yani Elçisine (onunla gönderilen Kitaba) boyun eğerse onlar, Allah’ın mutluluk verdiği nebîler, doğru kişiler, bilginler ve iyilerle beraber olacaklardır. Onlar ne iyi arkadaştırlar!” (4/69)
    ———————————————————————————————————————————————-